Diyet programları, beslenme uzmanlarına başvuran bireyler tarafından kilo vermek, kilo almak ya da sağlıklı beslenmek gibi amaçlarla uygulandığı gibi çeşitli hastalıkların beslenme tedavisine yönelik bir destek olarak da uygulanabilmektedir. 

Diyet programlarıyla ilgili planlamalar kişinin cinsiyeti, yaşı, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, vücut bileşimi, fiziksel aktivite düzeyi gibi parametreler ile genetik yapısı ve genel sağlık durumu (hastalık, vitamin veya mineral eksikliği/fazlalığı) gözetilerek yapılır. Bu parametrelere ek olarak kişinin yaşam tarzı, sosyoekonomik düzeyi, psikolojik durumu, dini inancı ve diğer kültürel faktörler de beslenme davranışını etkileyebilmektedir. Bunca bilgiye ulaşıp yorumlamak ve bu doğrultuda bir beslenme programı oluşturmak, programın uygulanabilirliğini ve uygulayan kişi tarafından yaşam tarzı haline gelmesini kolaylaştıran çok önemli bir faktör olup bunu gerçekleştirmek biz diyetisyenlerin bilgisi, deneyimi ve sorumluluğu altındadır. Ancak beslenme davranışını etkileyen tüm etkenlerin de diyetisyene doğru ve eksiksiz bir şekilde aktarılması gerekmekte olup hazırlanan beslenme programının sağlıklı bir şekilde uygulanması da danışanların sorumluluğu altındadır. Bu yüzden diyetisyenlerin ve danışanların birbirlerine karşı sorumlulukları vardır ve bu sorumlulukların yerine getirilebilmesinde “iletişim” oldukça önemlidir.  

Beslenme programları birer reçete değildir; sağlığımızı ve yaşam tarzımızı etkileyen, bilimsel bir temeli ve de sosyal bir yönü olan planlamalardır. Arama motorlarına “diyet” yazıldığında çıkan binlerce verinin büyük bir kısmının bilimsellikten uzak sosyal ürünler olduğunu bir kısmının da sosyallikten uzak bilimsel ürünler olduğunu görebiliriz. Her iki tipteki diyet tavsiyelerinin de sağlıklı ve de uygulanabilir oldukları pek söylenemez. Bilim fazla mükemmeliyetçi olabilir ama hepimizin bildiği gibi insan sosyal bir canlıdır. Sosyal demişken, sosyal medyadaki ve internet ortamındaki bilgi kirliliği öyle bir noktaya gelmiş durumdaki artık her şeye şüphe ile yaklaşmaktayız; her duyduğumuzu, okuduğumuzu, gözlemlediğimizi kendi üzerimizde denemekteyiz. Laboratuvar koşullarında beslenen birer deney faresi olmadığımıza göre evde, okulda, işte, kafede, düğünde, çay saatlerinde, vapurda, uçakta, yolda, uzayda şeklinde uzatabileceğimiz binlerce farklı ortamı ya da koşulu gözettiğimizde, beslenmeyi bir kalıba koymanın ya da tek yönlü bir kurallar dizisine dayandırmanın ne kadar zor olduğunu görebiliriz. Bu yüzden hem bilimsel hem sosyal yönü olan, kişisel hedefler doğrultusunda oluşturulmuş, yasakların değil ölçünün ve dengenin söz konusu olduğu sağlıklı bir beslenme programı oluşturulmalı ve de uygulanmalıdır.  

Biz diyetisyenlerin görevi sağlıklı beslenme konusunda sizlere en güzel şekilde rehberlik etmektir. Siz danışanlarımızın görevi ise kendi kişisel hedefleriniz doğrultusunda oluşturulmuş sağlıklı beslenme ve diyet programlarınızı uygulayıp hayatınıza geçirmeniz, şartlar ne olursa olsun asla pes etmemeniz ve uygulama sürecindeki gelişmeleri diyetisyeninize düzenli olarak bildirmenizdir.